Yasal Uyarı

Yasal Uyarı
Bu sitede yayınlanan bilgi ve referanslar hiçbir surette doktor tavsiyesi yerine geçmez. Tüm sağlık problemlerinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Doktora başvurmadan kesinlikle ilaç veya başka tedavi yöntemleri kullanılmamalıdır.

Kaynak gösterilerek paylaşılan ve verilen bağlantılar (link'ler) ile ulaşılan bilgilerden kaynak sahibi sorumludur.
Sitede yer alan bilgilerin Multipl Skleroz ve diğer hastalıklar konusunda genel kabul gören tıp literatürüne uygun olduğuna dair bir iddiam yok. Bir MS hastası olarak denediğim, kısmen fayda gördüğümü düşündüğüm yardımcı tedavilerle ilgili bilgi paylaşıyorum. Dolayısıyla, her hasta benim gibi kendi sağlığı için yaptığı seçim ve uygulamalardan sorumludur.


12 Kasım 2016 Cumartesi

Otoimmün Hastalıklar Konusunda Belgesel

Yine bir ücretsiz belgesel duyurusu, bu seferki otoimmün hastalıklarla ilgili gerçekleri anlatacak. 85 doktor ve bilim adamı hastalıklarına geri adım attırmayı başarabilen bağışıklık sistemi hastalarıyla birlikte salgın hastalık gibi yaygınlaşan bu hastalıkların ortak nedenlerinden ve tedavi için denenebilecek yöntemlerden bahsedecek.

Belgeselin adı "The Autoimmune Disease Solution They are not Telling You" (Otoimmün hastalıkların size söylenmeyen çözümü). Yapan ve sunan, Dr. Tom O'Brian gözümüzün önünde olan; ve fakat sağlık endüstrisinin tahmin edilebilir nedenlerle açığa çıkmasını pek (!) istemediği gerçekleri sıralıyor. Neyse ki anaakım tıbbın dışında kalarak bize rehberlik eden doktorlar, diyetisyenler, araştırmacılarla birlikte. 

https://betrayalseries.com/oceanrobbins

Yukarıdaki bağlantı üzerinden kaydolun. 14 KASIM başlangıç, her bölüm Amerika'da +9 EST saat diliminde, yani akşam 9'da başlıyor. Türkiye'de saat 04:00'te erişiyor olmamız lazım. Her bölüm 24 saat yayında kalıyor. 

Serinin bölümleri şöyle :

Nov 14th: Episode 1- The Autoimmune Epidemic: Root Causes and Solutions 
Nov 15th: Episode 2- Intestinal Permeability: The Gateway to Autoimmunity 
Nov 16th: Episode 3- The Microbiome: Where Health and Disease Begin and End 
Nov 17th: Episode 4- Autoimmune Diseases of the Gut: The Role of Food and Digestion 
Nov 18th: Episode 5- Environmental Toxins: The Hidden Drivers of Disease 
Nov 19th: Episode 6- Autoimmune Diseases of the Brain: A New Approach to Neurology 
Nov 20th: Episode 7- Case Studies: Bringing it All Together 




Sağlık için beslenme, diyetimizi glutenden arındırmak, bağırsak florasının önemi, geçirgen bağırsak sendromu, çevresel toksinler gibi tanıdık konular var.

Ayın 14'üne ve 15'ine ait kayıtlar biraz daha uzun bir süre yayında kalacakmış. 

https://betrayalseries.com/episode-1-1nyawjkj2?inf_contact_key=42983a60c3f1903c12f5b781aac5a8843eeb723d094a9e5bc943c9267b734285

Umuyorum ki TTAC (The Truth about Cancer) ve Betrayal serisi gibi belgeseller çoğalır, otoimmün hastalıkları hazırlayan nedenler, bu hastalıklardan korunma ve kurtulmanın yolları ile ilgili bilgi daha fazla insana ulaşır. 




















8 Kasım 2016 Salı

OTOFAJİ : Su Orucunun Harekete Geçirdiği “Temizlik” Mekanizması

Sağlık alanında güzel şeyler oluyor. Su orucunun en büyük faydalarından biri olan “otofaji”, 2016 Nobel ödülü sayesinde artık daha göz önünde. Tıp ve biyoloji dalında 2016 Nobel ödülü “otofaji” üzerine yaptığı çalışmalar için moleküler biyolog Yoshinori Ohsumi’ye verildi. Çeşitli hastalıklar, bunların önlenmesi ve tedavileri üzerine yapılabilecek çok sayıda tıbbi araştırmanın kapısını açacak bu çalışma sayesinde daha çok insan otofajiyi, dolayısıyla su orucunu araştırıyor, deneme cesareti buluyor.

Otofaji kelimesi yunanca “kendi kendini yemek” anlamına geliyor. Hücrelerin kendilerine ait parçaları sindirerek geri kazanmaları en temel hücresel fonsiyonlardan biri. Otofaji, mantardan insana kadar bütün organizmalar için açlık dönemlerinde enerji sağlamak için zaruri hale geliyor. Nobel ödülü komitesinde bulunan Stokholm, Karolinska Enstitüsünden fizyolog Julieen Zierath otofaji olmadan, hayatta kalamayacağımızı belirtiyor. Otofaji enerji sağlamanın yanısıra bakım, onarım amaçlarına da hizmet ediyor.

Yoshinori Ohsumi, 1990’lı yıllarda ekmek mayası (Saccharomyces cerevisiae) üzerinde yaptığı çalışmalarla dikkat çekmiş. Maya üzerinde yaptığı çalışmada, otofajinin işleyiş yollarını ve süreçte rol oynayan genleri ve proteinleri tespit etmiş.  Ohsumi, mayanın genetik yapısı ile biyokimyayı birleştirerek ortaya çıkarana dek otofajinin mekanizması bilinmiyormuş.

Ohsumi’nin 90’lardaki çalışmasından sonra, otofajinin fizyoloji ve hastalıklardaki öneminin anlaşılması biraz zaman aldıysa da, Beth Lavine ve arkadaşlarının memelilerde bulunan bir otofaji geninin tümör büyümesini baskıladığını gözlemlemesinden sonra konuya duyulan ilgi birdenbire artmış. Otofajinin kanserde oynadığı rol konusunda daha çok araştırma yapılmaya başlanmış.

Otofajinin işleyişindeki bozulmalar üzerinde yapılan araştırmalar, Parkinson, Alzheimer, tip 2 diyabet ve kanser gibi başka hastalıkların moleküler mekanizmalarının anlaşılmasına katkıda  bulunmuş.

Otofajinin nimetlerinden yararlanmak için su orucunu göze almak gerekiyor. Su orucu, oruçta geçen süre boyunca hiçbir yiyecek ve su dışında hiçbir içecek tüketilmemesi demek. İnsan vücudu da diğer organizmalar gibi açlık / kıtlık dönemlerinde kendi özkaynaklarını kullanarak enerji sağlayabiliyor, hayati faaliyetlerini sürdürebiliyor.

Su orucunu daha önce diğer müthiş faydası “ketozis” açısından ele almıştım. Ketoziste vücudumuz enerjiyi alışık olduğu üzere glikozdan değil, kendi yağlarını yakarak “keton”lardan sağlıyor. Su orucu hakkında daha önceki yazımda ağırlıklı olarak ketozisten bahsetmiştim :

Su orucunda ya da aç kalındığında beyne ve çoğu organa ketonlar enerji sağlarken, ihtiyaç duyulan az miktarda glikoz için kaslar eritiliyor. Bu nedenle çok uzun (40 gün veya daha uzun) süreli oruçlar çok tehlikeli olabilir. Unutulmamalı, kalp de kaslardan oluşuyor. Su orucu konusunda okuduğum kaynaklarda üç güne kadar kısa su oruçlarının tek başına yapılabileceği yazıyor. Orucun süresini belirlemek için doktora başvurmak, orta uzunlukta (3 günden uzun) ve daha uzun süreli su oruçlarında  doktor gözetimi altında olmak tavsiye edilir. Kitabı “Hastalanmadan Yaşayın” su orucu üzerine yazılmış güzel bir rehber; İstanbul’da yaşayanlar için tanışma fırsatı bulamadığım Dr.Yegane Mutlu’yu öneriyorum. Su oruçlarını yönetebilecek doktor sayısının artmasını umuyorum.

Su orucu tutmak için detoks, kilo vermek, kronik hastalığınız üzerindeki etkisini görmek, virütik hastalıklarla başetmek gibi farklı amaçlarınız olabilir. Başlangıçta haftada - onbeş günde bir yapabileceğiniz “bir günlük” kısa su orucu, su orucuna hem fikren hem fiziken alışmanızı sağlar. Konu hakkında bilginiz ve tecrübeniz arttıkça - ideali, deneyimli bir doktor gözetiminde - daha uzun süreli su oruçları denemek istersiniz belki.

Tutulacak su oruçlarının süresine karar verirken şu bilgi işe yarayabilir : otofajinin karaciğerde depolanan glikojen deposu tükendiği zaman başladığını okuyorum. Ki bu oruç başladıktan 12 - 16 saat sonra gerçekleşiyor. Otofaji önce zirve yapıp ikinci günden sonra düşüşe geçiyor. (kaynak: http://paleoleap.com/long-fasts/ ) İlk denemelerimin üzerinden dört yıldan uzun süre geçmiş olmasına rağmen, ne uzunlukta ve hangi aralıklarla su orucu tutacağım net karar veremediğim bir konu. Bu bilgiyi de okuduktan sonra ayda bir 2 - 2,5 günlük fasılalı (intermitan) oruçlar tutmaya karar verdim.

Su orucu - otofaji bağlantısıyla ilgili tecrübemden bahsedersem, su orucunu virüs saldırısı altındayken kullanıyorum ve çok iyi sonuçlar alıyorum. Son tecrübem
geçen hafta oğlumun eve taşıdığı norovirüs (mide gribi virüsü) sayesinde oldu. Mide gribi zaten insana su orucu yapmaktan başka pek  bir seçenek bırakmayan, insanı kusturan bir virüs. Neyse ki kısa sürede geçiyor. Su orucunun sağladığı otofaji desteği sayesinde iki buçuk günde asayiş berkemal. Uçuğa sebep olan herpes simplex virüsü deseniz o da otofaji sayesinde daha kısa sürede atlatılıyor.

İş fikri arayan varsa, şöyle güzel, havası temiz ve sakin bir yerde, konuklarına doktor gözetiminde su orucu tutma imkanı veren bir mekan geliyor aklıma. Küre dağları, Kaz dağları, Likya yolu üzerinde biryerler, deniz kenarında veya dağda sakin bir köy… Hani öyle bir yer açan olursa beni de haberdar etsin lütfen, ilk müşterilerinden olmak isterim.

Şimdilik orucumu evimde tutuyorum. Oruçta yaşanabilen yan etkilerden biri, uykusuzluk yüzünden bu yazıyı sabahın 4’ünde yazıyorum. Şikayetçi miyim? Yok canım… Uykusuzluğa sebep olan büyük ihtimal norepinefrin, kortizol gibi hormonlar. Şu, aç geçirdikleri günlerde atalarımızı avlanabilmeleri için uyanık ve tetikte tutan hormonlar. Ne yapalım, ben de kitap okurum, blog için kaynak araştırır, yazımı yazarım.







Kaynaklar :







Açlık konusunda okunabilecek bazı kitaplar :

Hastalanmadan Yaşayın, Dr.Yegane Mutlu

Eating and Fasting for Life, Joel Fuhrman M. D.

Rational Fasting, Arnold Ehret