Yasal Uyarı

Yasal Uyarı
Bu sitede yayınlanan bilgi ve referanslar hiçbir surette doktor tavsiyesi yerine geçmez. Tüm sağlık problemlerinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Doktora başvurmadan kesinlikle ilaç veya başka tedavi yöntemleri kullanılmamalıdır.

Kaynak gösterilerek paylaşılan ve verilen bağlantılar (link'ler) ile ulaşılan bilgilerden kaynak sahibi sorumludur.
Sitede yer alan bilgilerin Multipl Skleroz ve diğer hastalıklar konusunda genel kabul gören tıp literatürüne uygun olduğuna dair bir iddiam yok. Bir MS hastası olarak denediğim, kısmen fayda gördüğümü düşündüğüm yardımcı tedavilerle ilgili bilgi paylaşıyorum. Dolayısıyla, her hasta benim gibi kendi sağlığı için yaptığı seçim ve uygulamalardan sorumludur.


6 Ekim 2013 Pazar

Kozmetik

Kişisel bakım hakkında bir iki önerim olacak ve hepsi de tahmin edeceğiniz gibi doğalcılık taraftarı öneriler. Doğal ürünler kullanıp kimyasallardan uzak durursak toksik yükümüzü artırmamak yönünde bir adım atmış oluruz.

Birinci önerim bol su içmek. Su içmek, vücudumuzdaki toksinleri atmaya yardım etmek gibi birçok faydasının yanında güzel bir cilt için de çok gerekli.

İkinci önerim şampuan dahil tüm katkı maddeli kişisel bakım malzemelerinden uzak durmak. En şüphe çekmeyen kişisel temizlik malzemenizin bile etiketini okuduğunuzda birsürü kimyasaldan mamul olduğunu görürsünüz. Cilt bakım ürünleri, saç ve vücut şampuanlarının içinde bulunan her türlü kimyasal madde lenf ve kan dolaşım sistemlerimize giriyor. Beslenme yoluyla aldığımız kimyasalların aksine karaciğerimizden geçmeyen bu kimyasallar filtrelenmeden dokularımıza giriyor. Birçoğu da petrokimyasal.

Bir süre önce şampuan kullanmayı bıraktım ve saçımı defne sabunu ile yıkamaya başladım. Böylece, kırkımda o zamana dek kullandığım şampuanların saçlarımı düzleştirdiğini, aslında kıvırcık (bir arkadaşımın tabiriyle “bonus kafa”) olduğumu farkettim. İşin estetik yanını bir tarafa bırakırsak, hergün kullandığımız kişisel bakım malzemelerinin cildimizden emilerek toksik yükümüzü artırdığını anlıyoruz. Bunun da kötüleşen sağlığımıza mutlaka menfi bir katkısı oluyordur. Defne sabununu www.hepsidogal.com ‘dan alıyorum. Saç yumuşatıcısı ve diğer kozmetikler için www.bitkisandigi.com ‘u öneriyorum. Saç yumuşatıcısı ve diğer kozmetik ürünleri isterseniz kendiniz evde de üretebilirsiniz.

Mucizevi çörekotu yağından da bahsedelim. “Ölümden gayrı her derde deva” olduğu söylenen çörekotundan elde edilen yağ… Nemlendirici olarak, çatlaklarınız için ve yara - kesiklerinizin kolay ve hızlı kapanması için çörekotu yağı kullanın. Kokusuna alışınca bayılacaksınız. Antep’de bulunan Origo’nun ürettiği kaliteli çörekotu yağını www.hepsidogal.com ve www.hepsiantep.com sitelerinden temin edebilirsiniz.

www.greenmedinfo.com sitesinde hindistancevizi yağının da cilt ve saç bakımında pahalı, petrol ürünü katkılı kozmetiklerden daha etkili olduğunu okudum. Wikipedia’da hindistancevizi yağını saç, vücut ve yüz nemlendirmek için, ekzemayı ve kesikleri tedavi etmek için ve ayrıca masaj yağı olarak nasıl kullanacağınızı anlatıyor. Türkçe bir blog’da göz makyajı temizlemek için de kullanıldığını okumuştum. Hindistancevizi yağını işlenmiş değil, soğuk sıkım (extra virgin) almak gerekiyor. Çeşitli sitelerden TheLifeCo’nun getirttiği hindistancevizi yağını alıyorum.

Urtekram, Logona gibi markalar zararsız kozmetik ve hijyen ürünleri arayanlar için seçenekler sunuyor. Böyle ürünler bulabileceğiniz bazı siteler:


Keşke sadece kozmetik problemlerle uğraşıyor olsaydık! Ama saydıklarım hayatımızı kolaylaştırabilir; daha fazla toksin yüklenmemek için yardımcı olur. Özellikle kronik hastalıklardan korunmak isteyenler için gıdalarını, temizlik ve cilt bakım malzemelerini toksik maddelerle kirlenmemiş ürünler arasından seçmek önemli.


Kaynaklar :



http://www.nigellaseeds.com/nigella-seed-recipes