Yasal Uyarı

Yasal Uyarı
Bu sitede yayınlanan bilgi ve referanslar hiçbir surette doktor tavsiyesi yerine geçmez. Tüm sağlık problemlerinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Doktora başvurmadan kesinlikle ilaç veya başka tedavi yöntemleri kullanılmamalıdır.

Kaynak gösterilerek paylaşılan ve verilen bağlantılar (link'ler) ile ulaşılan bilgilerden kaynak sahibi sorumludur.
Sitede yer alan bilgilerin Multipl Skleroz ve diğer hastalıklar konusunda genel kabul gören tıp literatürüne uygun olduğuna dair bir iddiam yok. Bir MS hastası olarak denediğim, kısmen fayda gördüğümü düşündüğüm yardımcı tedavilerle ilgili bilgi paylaşıyorum. Dolayısıyla, her hasta benim gibi kendi sağlığı için yaptığı seçim ve uygulamalardan sorumludur.


4 Haziran 2012 Pazartesi

OKSİDATİF STRES ve ANTİOKSİDANLAR

Oksidatif stres son zamanlarda daha çok telaffuz edilen bir kavram. Nedir, anlamaya çalışalım.

Vücudumuzda milyarlarca hücre var. Hücrelerin metabolik faaliyetleri (örn. enerji üretimi) ve maruz kaldığımız çevresel faktörler (beslenme, hava kirliliği vs.) sebebiyle diğer molekülleri okside edebilecek, biyokimyasal tepkimeye açık moleküller (ROS - reaktif oksijen türleri) ortaya çıkıyor. Bunlara serbest radikal deniyor. Vücut, bünyesindeki antioksidanlarla bunları nötralize edemezse, yani serbest radikal - antioksidan dengesi serbest radikallerden yana bozulmuşsa, bu duruma “oksidatif stres” deniyor.

Bilimsel araştırmalar sonucu, giderek daha fazla hastalığın oksidatif stresle bağlantılı olduğu açığa çıkıyor. Serbest radikaller hücre ölümüne varabilecek şekilde zincirleme reaksiyonlara sebep oluyor, hücrelerimizin çekirdeği, organelleri ve zarı dahil her bölümüne zarar veriyor. Hücrelerimizde enerji üretimi dahil birçok kilit role sahip mitokondri adı verilen organellerin uğradığı sürekli saldırının sonucu olarak hızlı hücre ölümleri veya hücrelerin kontrolden çıkıp sürekli çoğalması (kanserleşmesi) gibi hasarlar meydana geliyor. Serbest radikaller hücrede bulunan lipidler ve proteinlerin yanısıra nükleik asitlere de (RNA ve genetik şifremizi taşıyan DNA’ya) saldırıyor ve zarar veriyor. Ayrıca çeşitli enzimleri de iş göremez hale getiriyor.

Oksidatif stres önlenemezse, yıllar içinde yarattığı sonuçlar vahim : nörodejeneratif hastalıklar (Lou Gehrig, Parkinson, Alzheimer vb.), kalp hastalıkları ve yaşa bağlı gelişen kanser türleri...

Beyin vücut içinde oksijen ihtiyacı en yüksek organ. Bu yüzden serbest radikal saldırısından çok etkileniyor. MS’in oluşumu ve ilerlemesinde oksidatif stresin rol oynadığı artık biliniyor. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15015004

Hücrenin kendi ürettiği ve besinlerle aldığı antioksidanlarla serbest radikalleri nötralize etme şansı var. Canlı renklerde sebze ve meyveler güçlü antioksidan kaynakları. Beslenmemizde yeşillikler, farklı renklerde sebze ve meyveler bolca bulunmalı. Böğürtlen, karadut, pancar, havuç, çiğ ıspanak, semizotu, aklınıza doğal ve bol vitaminli ne gelirse... Çeşit çeşit bitkisel besinlerde hepsi güçlü birer antioksidan olan A, C, E vitaminleri ve meyve-sebzelere renklerini de veren fitokimyasallar bulunuyor. Vitaminleri hap şeklinde almanın antioksidan faaliyetler açısından etkin olup olmadığına dair bilimsel çalışmalar çelişkili sonuçlar vermiş. Esas antioksidan kaynağımız gerçek yiyecekler olmak üzere, Alpha Lipoic Acid, Pycnogenol gibi güçlü antioksidanları da beslenme desteği olarak kullanabiliriz.

Özetle, Batı tipi bol katkı maddesi, tarım ilacı ve raf ömrünü uzatıcı kimyasallarla yüklü, besin değeri az yiyeceklerden uzaklaşıp, bol sebze-meyve tükettikçe sağlığa daha yakın oluyoruz. Sebze-meyvelerden yana zengin bir beslenme tarzına sadık kalmak, hücrelerimizi, yani başta merkezi sinir sistemi olmak üzere vücudumuzu oluşturan tüm sistemleri serbest radikallerden ve diğer saldırganlardan korumak için yapacağımız en temel, en akıllıca şey. Antioksidan, vitamin ve diğer faydalı içeriklerinden kayıpsız biçimde yararlanabilmek için sebze, meyveleri çiğ tüketelim.

Beslenmeden çok bahsediyorum ve bu vesileyle yine Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın “7'den 70'e Taş Devri Diyeti” kitabını, aynı doğrultudaki kaynakları öneriyorum. Yediklerimizin sağlığımızla sandığımızdan çok daha fazla ilgisi var.


Referanslar : www.wikipedia.org 'da oxidative stress, antioxidant, reactive oxygen species, phytochemicals başlıkları.
“Minding my Mitochondria” Terry L. Wahls, M.D.
Alkali Diyet Dr. Ayşegül Çoruhlu