Yasal Uyarı

Yasal Uyarı
Bu sitede yayınlanan bilgi ve referanslar hiçbir surette doktor tavsiyesi yerine geçmez. Tüm sağlık problemlerinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Doktora başvurmadan kesinlikle ilaç veya başka tedavi yöntemleri kullanılmamalıdır.

Kaynak gösterilerek paylaşılan ve verilen bağlantılar (link'ler) ile ulaşılan bilgilerden kaynak sahibi sorumludur.
Sitede yer alan bilgilerin Multipl Skleroz ve diğer hastalıklar konusunda genel kabul gören tıp literatürüne uygun olduğuna dair bir iddiam yok. Bir MS hastası olarak denediğim, kısmen fayda gördüğümü düşündüğüm yardımcı tedavilerle ilgili bilgi paylaşıyorum. Dolayısıyla, her hasta benim gibi kendi sağlığı için yaptığı seçim ve uygulamalardan sorumludur.


23 Mart 2013 Cumartesi

Tuz : MS denilen bulmacada bir parça daha

New Scientist haberi şöyle veriyor : "Tuzlu yiyeceklere dikkat etmek için bir sebep daha : aralarında multipl skleroz ve psoriyazisin (sedef hastalığı) bulunduğu otoimmün hastalıkları azdırabilir."

http://www.newscientist.com/article/mg21729074.100-salty-food-exacerbates-multiple-sclerosis-in-mice.html

Nature dergisinin Mart 2013 sayısında yayınlanan makalelerinde üç farklı ekip bilimsel araştırmalarında tuzlu yiyeceklerin bağışıklık sisteminin yoldan çıkmasına sebep olabileceğini açıkladı. Farelere tuzlu diyetler verilerek yapılan çalışmalarda psoriazis, multipl skleroz ve romatoid artrit incelendi. Yale Tıp Fakültesi’nden gelen açıklamada tuzun baş aktör olmadığı fakat bağışıklık sistemi hastalıklarında rol oynayan çeşitli faktörlerden biri olduğu söyleniyor.

http://www.webmd.com/multiple-sclerosis/news/20130306/salty-diet-might-help-trigger-ms-rheumatoid-arthritis

Diyetimizdeki tuz miktarını düşürmemiz lazım. Tuzu fazla kullanmaya zaman içinde alışıyoruz. Tükettiğimiz cips, kraker gibi hazır gıdalar, tuzsuzken çok yararlı olan kuruyemişlere eklenen tuz, fast food yiyecekler damak tadımızı şekillendiriyor; aşırı miktarda şeker ve tuz tüketmemize sebep oluyor. Bebek mamalarında bile çok yüksek miktarlarda sodyum kullanılıyor. Zararlı miktarda tuz tüketme alışkanlığı neredeyse bebeklikten başlıyor. Aşırı tuz tüketimi yüksek tansiyon, felç, kalp-damar hastalıkları gibi çok sayıda sağlık problemine yol açıyor; böbrekleri yoruyor.

Üstelik, yemeklerimizde kullandığımız sofra tuzuna akışkan hale gelmesi için alüminyum gibi zararlı maddeler katılıyor. Tuz kullanımımızı iyice düşürmeli ve rafine tuz yerine kaya tuzu, deniz tuzu gibi doğal tuzlar kullanmalıyız. Doğal tuz, sodyum klorürün yanısıra seksenin üstünde eser element içeriyor. Doğal tuzdaki mineral bileşimi ve oranları kanımızdaki mineral bileşimine benziyor. Yalnız, iyotlu sofra tuzu kullanmazsak ve hazır gıdalardan da uzak duruyorsak (iyotlu rafine tuzla yapılırlar) yeterli miktarda iyot aldığımızdan emin olmak için biraz çaba harcamak lazım.  İyot için deniz bitkileri (deniz börülcesi), balık, çilek tüketebiliriz. Sebze ve meyvelerimizin yetiştiği toprağın içerdiği iyot miktarına göre yediklerimizle iyot ihtiyacımızı doğal olarak karşılıyor olabiliriz.
Yale’deki araştırma ekibinden Dr. Hafler “Eğer bir bağışıklık sistemi hastalığım olsaydı kendimi hemen düşük tuz diyetine sokardım. Bir zararı yok ...” diyor. MS için diyetimizde ve yaşam tarzımızda yapacağımız değişikliklerin hepsi için söylenebilir aynı şey. Öğünler arasına konacak minimum dörder saat, şeker ve kafeini azaltmak, düzenli uyku, egzersiz... Hiçbirinin zararı yok ve denemeye değer.