MS'te geri dönüş mümkün mü? Kaybettiklerimizi geri alabilir miyiz? Hastalığı durdurup geri adım atmasını nasıl sağlarız?
Beslenmesini
değiştirerek bunu başaranlar var. İlk ünlü örnek 1950'lerde
MS'le mücadeleye başlayan İngiliz tiyatro yazarı Roger McDougall.
Ondan başka bir gün bahsedeceğim.
http://www.direct-ms.org/rogermcdougall.html
Bugünlerde
beni heyecanlandıran hikaye bir arkadaşım sayesinde haberdar
olduğum Dr. Terry Wahls'ın hikayesi. MS hastaları için ilham ve
ümit verici biri...
Dr.Terry
Wahls'ın hikayesi özetle şöyle : MS teşhisinden sonra modern
tıbbın sunduğu imkanlarla en iyi tedaviyi aldığını söylüyor.
Buna rağmen çok geçmeden hastalık progresif aşamaya (SPMS)
geçmiş ve Dr.Wahls tekerlekli sandalye kullanmaya, normal
oturamamaya başlamış. Bunun üzerine araştırmalara başlamış.
Dr.
Wahls'ın hikayesini kendisinden dinlemek için :
http://www.thewahlsfoundation.com/dr-wahls-gives-tedx-talk-on-overcoming-multiple-sclerosis/
bu
linkte videonun hemen altında konuşmanın ingilizce metni de var.
Araştırmaları
onu MS'te mitokondrinin önemini farkedip, beyin ve mitokondri için
beslenmeye yöneltmiş. Mitokondri (çoğul, tekili "mitokondrion") hücrede enerji üretimini
gerçekleştiren, toksinlerin atılması dahil birçok görev
üstlenen organeller.
Dr.Wahls sinir sistemini ve mitokondri temelinde hücrelerini güçlendirmek için çeşitli besin takviyeleri alması gerektiğini anlamış. Hapların sentetik içeriğindense beslenmesini düzenleyerek tercihen doğal kaynaklardan daha bol balıkyağı, koenzim Q10, sülfür, kreatin, iyot, çeşitli B vitaminleri ve antioksidanlar almanın etkili olacağına karar vermiş. Tarım ve hayvancılık öncesinde yaşamış paleolitik (avcı - toplayıcı) insanın beslenmesini örnek almış. Et (serbest otlayarak beslenmiş hayvanlardan), balık, bitki kök ve yaprakları, meyveler, yemişler ve iyot için deniz yosunu... Besinler, özellikle sebzeler doğal olunca henüz keşfedilmemiş, adı konmamış mikrobesinleri de almış olacağını düşünmüş.
http://www.paleodiet.com/ (ayrıca "7'den 70'e Taş Devri Diyeti" - Prof.Dr. Ahmet Aydın)
Günde
üç yemek tabağını (veya dokuz kase) dolduracak miktarda sebze, meyve yemeyi salık
veriyor Dr. Wahls. Üç tabak şunlarla dolduruluyor : biri her tür
yeşillik (çiğ ıspanak, karalahana, semizotu vs.), ikincisi
özellikle sülfür içeren sebzeler (sarımsak, soğan, pırasa, brokoli, lahana
ailesinden sebzeler) ve üçüncüsü de çeşitli renklerde sebze ve
meyveler (pancar, elma, havuç, böğürtlen vs.). Bu arada mısır ve patatesi listesine almıyor, bol
nişasta içerdikleri için zararlı buluyor. Tabak lafın gelişi...
İsterseniz belirtilen miktarda sebze ve meyvelerden güçlü bir
blender (mesela Vitamix) ile smoothie ve çorbalar da yapılabilir. Gluten içeren
tahıllar (buğday, arpa, yulaf vs.), rafine gıdalar ve süt
ürünlerinden uzak durmak Wahls diyetinin önemli bir parçası.
D vitamini ve balıkyağının önemli olduğunu o da söylüyor. Bu
şekilde beslenmenin alıştığımız şekilde beslenmekten daha
pahalıya malolacağı aşikar. Aynı meblağı sağlık
harcamalarına vermektense doğru yiyeceklere vererek sağlığımızı
korumak ya da geri kazanmak mümkünse hangisini seçeceğimiz de
öyle.
Dr.
Wahls'ın beslenmesini değiştirerek tekerlekli sandalyeden
kurtulmuş ve bisikletini sürebilir hale gelmiş olması çok ümit
verici. Diyetinin detaylarını anlattığı, tarifler de içeren bir
kitabı var : "Minding my Mitochondria". Gelirinin yarısı
konuyla ilgili araştırmalara gidiyor. Amazon'dan edinebilirsiniz.
Dr. Terry Wahls'ı facebook'ta da izlemek mümkün.not 8 temmuz 2014 : Terry Wahls'ın son kitabı "The Wahls Protocol" Amazon'da. Henüz okuyamadım; ama beslenme şeklini değiştirmek dışında hindistancevizi yağı kullanmak, egzersiz gibi yöntemleri de sadece MS hastalarına değil, kronik hastalıklardan muzdarip herkese tavsiye etmiş.
Sonuç
olarak beslenme ve MS arasında bir bağlantı bilimsel olarak
kurulmamıştır. Beslenmeyi değiştirerek MS'in ilerlemesinde bir
değişiklik yaratılabileceği de kanıtlanmamıştır. Dr. Wahls'ın
diyeti alışıldık beslenme tarzından epey farklı, birçoğumuza
uygulamada zor gelebilecek bir diyet. Yine de bu hikayeyi sizinle
paylaşmak istedim.